Şöyle dışarı çıkıp çevirelim yoldan geçen birilerini ve "bir insanda hangi özelliklerin olması seni rahatsız eder?"diye soralım. Çoğu kişi bencillik, cimrilik, güvenilmez olmak gibi özellikleri
sıralar. Elbette birey özelinde bu liste çoğaltılabilir. Aslında kişi farkında olmasada katı bir şekilde belirli bir özelliğin karşında olmak yaşamı zorlaştırır. Ayrıca, bu tutum o karşı olduğunuz özelliklere sahip olma hakkınızı elinizden alir.
Peki 'Öyle olmak yanlıştır' tutumunun başlangıç noktası neresi olabilir?
Büyüdüğünüz eve bakmak iyi olabilir. Belki o ev "öyle olmaya' müsade etmemiş, ayiplamiş ya da bu davranişlar cezalandırılmıştır. Varolmanın, değer görmenin, sevilmenin, onaylanmanın yolu buradan geçiyor diye öğrenmiş olabilirsiniz. Burada kıymetli olan; bireyin bir bütün olduğu ve yaşam boyu aydınlık/ karanlık taraflarını özünde bulundurduğu bakış
açısıdır. Carl G. Jung'un da 'gölge' olarak tasvir ettiği karanlık tarafımız, ışık varolduğu sürece bizi ölene kadar takip edecektir. Bu taraflardan kurtulmak yerine kavuşmak bir alternatif olabilir.